Merhabalar!
Bu konuyla ilgili naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Hali hazırda bu kadar gündemde yer etmişken değinmemek de ayıp olurdu öyle değil mi?
Bu konu hakkında sizlerden de yorum bekliyorum efendim. Fikirler paylaşıldıkça değer kazanır.
Şimdi yazacaklarımı işine geldiği gibi yazmış diyerek de yorumlayabilirsiniz. Saygı duyarım.
Öncelikle "Noel" konusuna değinmek istiyorum. Noel, her yıl 25 Aralıkta, İsa’nın doğum gününü kutlamak ereğiyle yapılan Hıristiyan bayramıdır. Yılbaşı kutlamaları ise Hz. İsa'nın doğumunun başlangıç olarak alınmasıyla kullanılan takvimdeki yeni yıla girmiş olmanın sevinciyle türlü yollarla yapılmaktadır. Bir hafta önceden tatiller ilan edip Noeli kutlamıyoruz efendim. 31 Aralık akşamı yeni yılın başlangıcına istinaden mutlu oluyor ve kutlamalar yapıyoruz. şayet niyet buysa ben bunda bir sakınca görmüyorum. Sakıncalı bulmak sığlıktan ibaret gelir. Müslümanların da yeni yıl başlangıcı yok mu? Var.
O günü de kutlayalım. Kutlama yapmak, bir arada olmak ne zaman sakıncalı olur bilir misiniz? Bizlere haram olan şeyleri icra ettiğimiz zaman, bu işi bir bayram haline getirenleri taklit ettiğimiz zaman.
O yüzden yeni yılın bizlere hayırlar getirmesini temenni ederek bunun gibi küçük sorunları bu denli gündem haline getirip de büyük sorunlarımız için dua etmeyi elden bırakmamayı diliyorum.
Cumartesi, Aralık 31, 2016
Cuma, Aralık 30, 2016
Tarih Aynasında Osmanlı Kitabı Hakkında Bir Değerlendiirme
Muzaffer Taşyürek, Eşik Yayınları
Tarih Aynasında Osmanlı, Maveraünnehir'den Viyana'ya, Cezayir'den Kırım'a şefkat ve merhametle, hakkı ve adaleti tesis için mücadele eden Osmanlı'yı anlatıyor. Tarihin bir döneminde kahramanlaşarak ön çıkmış kişileri, fedakarca mücadele edenleri yad ediyor. Ayrıca öteden beri entrikalarıyla müslümanların arasına nifak tohumu serpenlerin bugün de boş durmadıklarını hatırlatıyor.
Geçmişin aynasında bugünü anlamak için okunacak,okutulacak bir kitap.
Perşembe, Aralık 29, 2016
Erdem Ergün-Gel Dedim
Üç dört yıl kadar önceydi bu şarkıyla tanışmam, aralıksız dinlerdim o dönemlerde. Her favori şarkıma yaptığım gibi...Tabi geçti sonra, yerine yenileri geldi, denk gelirse dinlemeye başladım. Zamanla hiç dinlememeye başladım. Ta ki iki gün önce özel bir dostumun tavsiyesi üzerine tekrar dinlediğim ana kadar. Bir dinledim, pir dinliyorum. Aynı hisleri yaşamanın verdiği haz inanılmaz, o günlerimi hatırlattı bana. Siz de dinleyin...
Erdem Ergün-Gel Dedim
Sözleri
Bir yanım hasret, bir yanım gurbet
Ne uslanır gönlüm ne senden usanır
Gözlerine dalıp kaldım farz et
Sanma sen gitmeden bir kere kapanır
Gözlerim ol
Bakıp bakıp görmezden geldiğim dünyamı döndür a canım
Sözlerim ol
Atıp atıp içime ağlayıp sızlayıp vermediğim ol
Gel dedim gel dedim gelmedin yarim
Senden bana fayda yok
Ağrısın, sızısın.
Ağladım, ağladım, ağladım
Yarim yarim diye duymadın sağ olasın.
Eski zamanların hatrı sende var mı ki
Etrafında bir yer bulayım
Sen bir ömür böyle sürmez derken
Ben nasıl efkarında huzur bulayım
Gözlerim ol
Bakıp bakıp görmezden geldiğim dünyamı döndür a canım
Sözlerim ol
Atıp atıp içime ağlayıp sızlayıp vermediğim ol
Gel dedim, gel dedim gelmedin yarim
Senden bana fayda yok
Ağrısın, sızısın
Ağladım, ağladım, ağladım
Yarim yarim diye duymadın sağ olasın.
Kaynak: Erdem Ergün Gel Dedim şarkı sözleri
http://sarkisozuceviri.com/erdem-ergun-gel-dedim-sarki-sozleri/
Keyifli dinlemeler...
Erdem Ergün-Gel Dedim
Sözleri
Bir yanım hasret, bir yanım gurbet
Ne uslanır gönlüm ne senden usanır
Gözlerine dalıp kaldım farz et
Sanma sen gitmeden bir kere kapanır
Gözlerim ol
Bakıp bakıp görmezden geldiğim dünyamı döndür a canım
Sözlerim ol
Atıp atıp içime ağlayıp sızlayıp vermediğim ol
Gel dedim gel dedim gelmedin yarim
Senden bana fayda yok
Ağrısın, sızısın.
Ağladım, ağladım, ağladım
Yarim yarim diye duymadın sağ olasın.
Eski zamanların hatrı sende var mı ki
Etrafında bir yer bulayım
Sen bir ömür böyle sürmez derken
Ben nasıl efkarında huzur bulayım
Gözlerim ol
Bakıp bakıp görmezden geldiğim dünyamı döndür a canım
Sözlerim ol
Atıp atıp içime ağlayıp sızlayıp vermediğim ol
Gel dedim, gel dedim gelmedin yarim
Senden bana fayda yok
Ağrısın, sızısın
Ağladım, ağladım, ağladım
Yarim yarim diye duymadın sağ olasın.
Kaynak: Erdem Ergün Gel Dedim şarkı sözleri
http://sarkisozuceviri.com/erdem-ergun-gel-dedim-sarki-sozleri/
Keyifli dinlemeler...
Çarşamba, Aralık 28, 2016
Papatya Kokusu
Örselenmiş duyguların esareti altındayım şimdi...
Bedenim titremelerin kafesinde sanki.
Issız bir çıkmaz sokağı aydınlatan cılız ve kırık bir sokak lambası gibi umutlarım.
Faydasız da sayılmaz, faydalı da...
Gözlerim bir maden görmeye çalışırcasına dalmış boşluğun derinliklerine,
Kirpiklerimin gölgesi engel sanki hakikati görmeye...
Sessizliğin en gürültülü anını yaşıyorum belki de...
Burnumda bir sızı gibi ince ince eserek gelen acı papatya kokusu,
Gönlümün derinliklerinde ise istemediğim bir hayatta mahkum olma korkusu...
Aurora
Bedenim titremelerin kafesinde sanki.
Issız bir çıkmaz sokağı aydınlatan cılız ve kırık bir sokak lambası gibi umutlarım.
Faydasız da sayılmaz, faydalı da...
Gözlerim bir maden görmeye çalışırcasına dalmış boşluğun derinliklerine,
Kirpiklerimin gölgesi engel sanki hakikati görmeye...
Sessizliğin en gürültülü anını yaşıyorum belki de...
Burnumda bir sızı gibi ince ince eserek gelen acı papatya kokusu,
Gönlümün derinliklerinde ise istemediğim bir hayatta mahkum olma korkusu...
Aurora
Pazartesi, Aralık 26, 2016
Erdem Ergün-Zaman
Bu şarkıyı ilk dinlediğimde ruhum başka diyarlara gitmişti. Hala her dinleyişimde aynı hissi veriyor. Belki sizlerden de beğenenler olup, favorilerine ekleyenler olabilir.
Erdem Ergün-Zaman
Sözleri
Dünya döner durur, durur….
Sen zannetme zaman durur.
Küllerim yeniden beni, bulur.
Hem fanidir, hem bakidir,
Ademoğluna sakidir,
Gökyüzünden hakikidir.
Onu bile kuşatır zaman…
Gölgede var neler neler
Işıkla gelir gölgeler.
Gidiyor bildiğin aslen döner.
Hem şifadır, hem devadır,
Sabretmeyene beladır.
Kaç mekanda kaç defadır,
Ol demeni yaşatır zaman
Her hesabı kapatır zaman..
Bir gün sur’a üfletir zaman…
Zaman…. Zaman… Zaman…
Zaman…
Keyifli Dinlemeler...
Pazar, Aralık 25, 2016
Japonların Bazı Tuhaflıkları
Merhaba arkadaşlar,
Bugün youtube da karşılaştığım bir videodan sizlerle biş eyler paylaşmak istedim. Nereden esti hiç bilmiyorum... :)
Japonların Tuhaflıkları
Bugün youtube da karşılaştığım bir videodan sizlerle biş eyler paylaşmak istedim. Nereden esti hiç bilmiyorum... :)
Japonların Tuhaflıkları
- Köpek dişi sevdası(Kızların köpek dişlerinin sivri olması erkeklere çekici geliyormuş. Hatta bu yüzden gidip dişçilerde dişlerini sivrilttiriyorlarmış. :))
- Meslek:Tıkıştırıcı (Metrolarda yolcuları içeriye tıkıştıran görevliler varmış.)
- Enteresan tuvalet (İsviçre çakısı gibi pek çok özelliği olan aşırı konforlu desem yeri ki masaj bile yapıyor.)
- Kapsül oteller (https://onedio.com/haber/kapsul-otel-528442 )
- Şekilli yastıklar (https://www.google.com.tr/search?q=japonlar%C4%B1n+yast%C4%B1klar%C4%B1&biw=1366&bih=638&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiInbHEk5DRAhUEXRoKHWrEDRoQ_AUIBigB )
Ben biraz ürktüm bunlardan :))
Hoşçakalın!
Cumartesi, Aralık 24, 2016
Sabahın Grisine Aşığım!
Ben gecenin karasından çok sabahın grisine aşık bir kadınım!
Öyle sabahlara kadar oturup gecenin karası ya da mavisi işte hangisi olursa, onu arkama alıp da hüzünlere gark olmak istemedim hiç bir zaman. Tabi yeri geldi onu da yaptık. Ama ben daha çok sabah erken uyanıp, o griliğin aydınlığa dönüştüğü anı görüp umutlanmak isterim. denerim, yılmam hep denerim...
Herşeyin çok güzel olacağı günlerin geleceği ana kadar da deneyeceğim!
Ben aşka fakirim, ben hayata fakirim, ben dosta fakirim. Umut da fakirin ekmeği...
Öyle sabahlara kadar oturup gecenin karası ya da mavisi işte hangisi olursa, onu arkama alıp da hüzünlere gark olmak istemedim hiç bir zaman. Tabi yeri geldi onu da yaptık. Ama ben daha çok sabah erken uyanıp, o griliğin aydınlığa dönüştüğü anı görüp umutlanmak isterim. denerim, yılmam hep denerim...
Herşeyin çok güzel olacağı günlerin geleceği ana kadar da deneyeceğim!
Ben aşka fakirim, ben hayata fakirim, ben dosta fakirim. Umut da fakirin ekmeği...
Cuma, Aralık 23, 2016
Çizim Yapmayı Seviyorum
Çizim yapmayı seviyorum, çok yetenekli sayılmam ama bana kendimi iyi hissettiriyor. Fonda zihnimi dinlendiren bir müzik, elimde kalemim ve kağıdım... Huzur bu cümlede bile gösteriveriyor kendini.
Belli bir kalıbım ve ya sınırlarım yok, canım istesin yeter. Bu durum hayatımın her alanında geçerlidir.
Sosyal mesaj falan yok kardeşlerim bugün, zihnimin dinlenmeye ihtiyacı var, ruhum saman sarısı hüznüyle boyalı. Bugün beni böyle idare edin.
En en kısa zamanda çizimlerimden ve müziklerimden oluşan postlar da yayınlayacağım, sizi hüznüme dahil etmek istemiyorum. Kıyamam ki...
Esen kalın...
Belli bir kalıbım ve ya sınırlarım yok, canım istesin yeter. Bu durum hayatımın her alanında geçerlidir.
Sosyal mesaj falan yok kardeşlerim bugün, zihnimin dinlenmeye ihtiyacı var, ruhum saman sarısı hüznüyle boyalı. Bugün beni böyle idare edin.
En en kısa zamanda çizimlerimden ve müziklerimden oluşan postlar da yayınlayacağım, sizi hüznüme dahil etmek istemiyorum. Kıyamam ki...
Esen kalın...
Perşembe, Aralık 22, 2016
Hayal Et!

Bakın, burada minik bir kızın sevimli hayal gücü var. Instagramın şu abartılı manzara fotoğraflarından henüz haberdar olmayan ama onlara taş çıkartacak bir öyküye sahip bu el yapımı manzara...
Erva'nın pardon kendisine hitap edilmesini istediği gibi yazmalıyım, Ressam Erva'nın bu çalışmasında bir yaz günü bahçe masasındaki kış meyvelerinin olduğu bir tabağı görüyoruz. Hadi güneşi böyle kollu çekin siz de, hadi elmanın dolma bibere benzeyenini bulun, ya da hadi portakalınızın içinden tabağın sınırı geçsin...
Mümkün mü?
Kısmen...
Ama yine de bu denli doğal, içten, samimi değil...
Hayallerinizi resmedin...
Çarşamba, Aralık 21, 2016
Temel Meseleler
İslamcı muhitlerde üzerinde konuşulan konulara değinelim.
Tasavvufa Çift Taraflı Bakış: İslamcılar, tasavvuf ve tarikatlara menfi bakmış, tarikatların miskinliğe sebep olduğunu, insan iradesini dengesizleştirdiğini, hurafeciliği geliştirdiğini dile getirmiştir. Ancak vahdet-i vücud anlayışı islamcılar nezdinde ilgi görmüştür.
- İlk Kaynaklara Dönüş: Müslümanların gerilemesinin sebebi çoğu İslamcının kanaatine göre İslamiyetin özünden uzaklaşılmış olmasıydı. Çözüm gerçek İslam'a yönelmekti. Bunu gerçekleştirmenin yolu ise Hz.Peygamber dönemine yani asr-ı saadet'e dönmekten ve temek kaynaklara, Kur'an ve sünnete sarılmaktan geçmekteydi.
- Terakki İçin İhtiyaç: Tutucu bağlardan kurtulmak ve asli kaynakları gelişmeci bir dini sistemin hizmetine sunmak için orta çağda kapanan içtihad kapısı yeniden açılmalı, yani hükümler üretilmeli, mezhep taktlitçiliğinin önüne geçilmelidir.
- Batıdan Faydalanma: Müslümanlar batıyı üstün kılan ilmi, medeni ve teknik usulleri alarak kendi toplumlarını kalkındırmak zorundadır. Zaten Batı bugün ki seviyesine Müslümanlardan aldıkları ile ulaşmıştır. Peygamber'in "Hikmet müminin yitik malıdır, nerede bulursa onu alır." sözü referans alınmalıdır.
- Eğitimde Reform:İslamcılara göre, medrese sistemini değiştirmek, ıslah etmek, pratik bir faydası olmayan devri geçmiş ders müfredatı yerine günün ihtiyacına cevap verecek konuları okutmak, felsefenin ve pozitif bilimlerin tahsiline önem vermek gerekmekteydi.
- İslam Birliği: İttihad-ı İslam adını verdikleri müslümanların siyasi birliği, islamcılara göre islam aleminin geri kalışını ve sömürgecilerin istilasını önleyecek tek çareydi. II.Abdülhamit bunu devlet politikası haline getirdi.
- Şuraya Dayalı Yönetim: Kur'an ve sünnetin belli bir yönetim şekli ortaya koymadığını, genel esaslar ortaya koyduğunu belirten islamcılar hilafet kurumunu "peygamber vekaleti" olarak kabul eden anlayıştan farklı olarak "millete vekalet" şeklinde kabul ettiler.
- Yazılı Üretim: Yukarıda belirtilen ana meselelerin işlendiği eserlerin yanı sıra temel insan haklarını islam hukuku açısından ortaya koyan, müslüman kadının toplumdaki yerini ele alan makaleler önemli bir hacmi kapsamaktadır. İdeolojik ve felsefi akımlarla mücadele etmek ve cevap vermek için çeşitli kitaplar yazılmıştır.
Etiketler:
abdülhamit,
asr-ı saadet,
edebiyat,
eser,
felsefe,
hikmet,
hukuk,
içtihad,
ihya,
ihya hareketi,
islam,
islamcılar,
kuran,
mezhep,
müslüman,
sünnet,
tarikat,
tasavvuf,
tefsir
Salı, Aralık 20, 2016
İslam Dünyasında İhya Hareketleri
İhyacı olarak nitelenen şahsiyet ve hareketlerin ortak gayesi, Kur'an ve sünnet çizgisinden saptığını düşündükleri İslam ümmetini bu sahih kaynaklara geri döndürmek, inanç ve düşünceler bid'at ve hurafelerden temizlemekti. Bu gaye aynı zamanda bir yenilenmeyi ve tazelenmeyi hedefliyordu.
İhya, tecdid, ıslah faaliyeti olarak bilinen ve ya daha yaygın şekliyle 'İslamcılık' olarak isimlendirilir.
İslamcılık, 19-20 yy. İslami bir bütün olarak (inanç , felsefe, hukuk) yeniden hayata hakim kılmak, akılcı metodlarla İslam dünyasını Batının zulmünden, zalim yöneticilerden, taklit ve hurafelerden kurtarmak, medenileştirmek ve kalkındırmak amacı taşıyan çözümleri ihtiva eden bir hareket olarak tanımlanmaktadır çeşitli kaynaklarda. Tabi bu tanımlama yorumlamaya ve eleştirilmeye açıktır. Bu amaçların dozu son derece önemlidir.
HAZIRLAYICI NEDENLER
Batı Medeniyeti 15-16 yy. rönesans ve reform hareketleriyle kendini yenilemişti. Hristiyan dogmasının toplumda güç kaybetmesi sanayi devrimini kolaylaştırmış, bu gelişme batıyı teknik ve ekonomik açıdan İslam dünyasına kıyasla ileriye taşımıştı. Bu üstünlük karşısında Müslüman ülkeler batılı emperyalist güçlerin askeri, iktisadi ve kültürel istilasına maruz kaldı. İslam devletleri batılı devletlere karşı mağlubiyetler yaşamaya başladı. Bu mağlubiyetler bir taraftan onlara karşı düşmanlık doğuruyor bir taraftan yeniden güç kazanmak için onları taklit etmek gerektiği fikrini doğuruyordu.
Avrupa'da bulunan elçi, öğrencilerde beliren batı hayranlığı aşşağılık duygusunu ortaya çıkarıyor, bu da toplumun önemli kısmında yabancılaşma olarak kendini gösteriyordu.
Avrupa'da ortaya çıkan pozitivizm, oryantalizm, misyonerlik gibi akımlar müslümanların öz güvenini ciddi olarak tehdit ediyordu.
İhya, tecdid, ıslah faaliyeti olarak bilinen ve ya daha yaygın şekliyle 'İslamcılık' olarak isimlendirilir.
İslamcılık, 19-20 yy. İslami bir bütün olarak (inanç , felsefe, hukuk) yeniden hayata hakim kılmak, akılcı metodlarla İslam dünyasını Batının zulmünden, zalim yöneticilerden, taklit ve hurafelerden kurtarmak, medenileştirmek ve kalkındırmak amacı taşıyan çözümleri ihtiva eden bir hareket olarak tanımlanmaktadır çeşitli kaynaklarda. Tabi bu tanımlama yorumlamaya ve eleştirilmeye açıktır. Bu amaçların dozu son derece önemlidir.
HAZIRLAYICI NEDENLER
Batı Medeniyeti 15-16 yy. rönesans ve reform hareketleriyle kendini yenilemişti. Hristiyan dogmasının toplumda güç kaybetmesi sanayi devrimini kolaylaştırmış, bu gelişme batıyı teknik ve ekonomik açıdan İslam dünyasına kıyasla ileriye taşımıştı. Bu üstünlük karşısında Müslüman ülkeler batılı emperyalist güçlerin askeri, iktisadi ve kültürel istilasına maruz kaldı. İslam devletleri batılı devletlere karşı mağlubiyetler yaşamaya başladı. Bu mağlubiyetler bir taraftan onlara karşı düşmanlık doğuruyor bir taraftan yeniden güç kazanmak için onları taklit etmek gerektiği fikrini doğuruyordu.
Avrupa'da bulunan elçi, öğrencilerde beliren batı hayranlığı aşşağılık duygusunu ortaya çıkarıyor, bu da toplumun önemli kısmında yabancılaşma olarak kendini gösteriyordu.
Avrupa'da ortaya çıkan pozitivizm, oryantalizm, misyonerlik gibi akımlar müslümanların öz güvenini ciddi olarak tehdit ediyordu.
Pazartesi, Aralık 19, 2016
Dost Edinin!
"Söylemek istediklerim var sevgili dost! Oda arkadaşı olmanın her zaman sıkıntılı bir süreç olduğunu geçmiş tecrubelerimizle ortaya koyduk ama seninle hiç böyle olmadı.. hiç kavga etmedik.. birbirini görür görmez ustune atlayıp seviyormuş gibi yapmadık. Biz önce birbirimizi tanımayı seçtik. Olduğumuz gibi olmayı ve olduğumuz gibi sevilmeyi seçtik. Hatalarımızla,dogrularimizla... birlikte geçen 2 koca yıl.. gece uykudan uyanıp atistiran, ses olmadan uyuyamadigi için her gece birşey izliyormuş gibi yaparak aslında sadece dinleyen,her akşam yarın ne giyeceğini seçtiğimiz, utopyalarimiz,yangin merdiveni anlarimiz, eşsiz yurt manzaramiz, gökyüzüne yakınlığımız, arkadaşlarla yaptığımız keyifli muhabbetlerimiz, özgür fikirlerimiz ve daha pek çok şey.. hepsini Özledim! Birlikte aldığımız bize birbirimizi unutturmayan, 40 yıl hatri olan sıcak kahveler için fincanlarimiz, soğuk kış günlerinde boynumda bana sarılan boyunlugumla senin caaanım emeğin.. bizce subliminal mesajlar taşıyan taşlarımız.. tekrar bir araya gelmek ümidiyle.. güzel yerlerde daha güzel hayallerle.."
Dostlar edinin, aniden cümlelerle sizi ağlatabilen...
Dostlar edinin, aniden cümlelerle sizi ağlatabilen...
Pazar, Aralık 18, 2016
Ben Bir Yalanım
Ben bir yalanım!
Hayallerin ıssız kaldığı bir yalan.
Gecenin gecesizlikten bir gece olduğu zaman,
Bu beden benim değil,
Yaşadığım bu hayat bana ait olamaz.
Bana ait olmayan bu yanakların birinden süzülen,
Dostun yüreğinden geçebilenler.
Bir diğerinden süzülen,
İçimden geçip de dilimden dökülemeyenler.
Kabul et!
Güzel senaryo,
Oyuncular da oldukça yetenekli
Gerçek gibi her şey!
Acı, bu aralar
Bir baharat dışında çok şey.
.
.
.
Duydum,
Gördüm,
Ağladım.
Aurora
(Bu mahlasımın hikayesini paylaşacağım sizlerle bir gün...)
Hayallerin ıssız kaldığı bir yalan.
Gecenin gecesizlikten bir gece olduğu zaman,
Bu beden benim değil,
Yaşadığım bu hayat bana ait olamaz.
Bana ait olmayan bu yanakların birinden süzülen,
Dostun yüreğinden geçebilenler.
Bir diğerinden süzülen,
İçimden geçip de dilimden dökülemeyenler.
Kabul et!
Güzel senaryo,
Oyuncular da oldukça yetenekli
Gerçek gibi her şey!
Acı, bu aralar
Bir baharat dışında çok şey.
.
.
.
Duydum,
Gördüm,
Ağladım.
Aurora
(Bu mahlasımın hikayesini paylaşacağım sizlerle bir gün...)
Cumartesi, Aralık 17, 2016
İki Dil Bir Bavul
Selam!
Geçenlerde internette gezinirken MEB'in biz öğretmen adayları için önerdiği filmlere rastladım. Hep izleyeyim diyordum da, olmadı işte. Bu zamana kadar... Başladım bakalım, izledikçe yorumlarımı ve hissiyatlarımı da siz okuyucularımla paylaşayım istiyorum.
Şimdi ilk izlediğim 'iki dil bir bavul' filminden kısaca bahsedeyim. Doğuda küçük bir köy okuluna atanan emre öğretmenin bir yıllık eğitim-öğretim faaliyetlerini, öğrenci ve velilerle ilişkilerini, çevreye uyum sağlama sürecini konu alan bir film. Öncelikle en çok takdir ettiğim hususu söylemek istiyorum. Evet müfredat, plan falan bizim için vazgeçilmezler fakat öyle bir durumla karşı karşıyayken ben de Emre öğretmen gibi ilk önce çocuklarla aynı dili konuşabilmek için uğraşırdım. Zaten sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir. Horoz kentli Emre Bey okulunun hem müdürü, hem öğretmeni hem de hizmetlisi... Emre Beyin annesiyle telefon sohbetleri de filme hoş bir tatlılık katmış. Ayrıca bence biraz şanslı sayılır. Her yerde öyle aşırı sorun çıkarmayan veliler bulmak pek de kolay değil. Veliler çocuklarını okutmaya istekli görünüyorlardı. Veliler demişken velilerden birinin anektodunu sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. (şiveli) "Alamanyada çalışmaya gideceğim. Bilmiyorum o zamanlar ayrım. Görevli soruyor kaç dil biliyorsun. Hemmen iki dedim. Hangisi dedi Türkçe dedim, diğeri dedi, ana dilim Kürtçedir benim dedim. Güldüler."
Ah be adamlar, niye ötekileştirdiniz insanları? Neyse bu konu başka bir post ister.
Öğrenciler zor, dilleri zor, yaşam şartları zor... Fakat Emre Bey harika bir öğretmen! Sabır doruklarda! Bence bu kadar spoiler yeter...
Şiddetle tavsiye ediyorum, tüm amatörlüğüne rağmen...
Geçenlerde internette gezinirken MEB'in biz öğretmen adayları için önerdiği filmlere rastladım. Hep izleyeyim diyordum da, olmadı işte. Bu zamana kadar... Başladım bakalım, izledikçe yorumlarımı ve hissiyatlarımı da siz okuyucularımla paylaşayım istiyorum.
Şimdi ilk izlediğim 'iki dil bir bavul' filminden kısaca bahsedeyim. Doğuda küçük bir köy okuluna atanan emre öğretmenin bir yıllık eğitim-öğretim faaliyetlerini, öğrenci ve velilerle ilişkilerini, çevreye uyum sağlama sürecini konu alan bir film. Öncelikle en çok takdir ettiğim hususu söylemek istiyorum. Evet müfredat, plan falan bizim için vazgeçilmezler fakat öyle bir durumla karşı karşıyayken ben de Emre öğretmen gibi ilk önce çocuklarla aynı dili konuşabilmek için uğraşırdım. Zaten sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir. Horoz kentli Emre Bey okulunun hem müdürü, hem öğretmeni hem de hizmetlisi... Emre Beyin annesiyle telefon sohbetleri de filme hoş bir tatlılık katmış. Ayrıca bence biraz şanslı sayılır. Her yerde öyle aşırı sorun çıkarmayan veliler bulmak pek de kolay değil. Veliler çocuklarını okutmaya istekli görünüyorlardı. Veliler demişken velilerden birinin anektodunu sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. (şiveli) "Alamanyada çalışmaya gideceğim. Bilmiyorum o zamanlar ayrım. Görevli soruyor kaç dil biliyorsun. Hemmen iki dedim. Hangisi dedi Türkçe dedim, diğeri dedi, ana dilim Kürtçedir benim dedim. Güldüler."
Ah be adamlar, niye ötekileştirdiniz insanları? Neyse bu konu başka bir post ister.
Öğrenciler zor, dilleri zor, yaşam şartları zor... Fakat Emre Bey harika bir öğretmen! Sabır doruklarda! Bence bu kadar spoiler yeter...
Şiddetle tavsiye ediyorum, tüm amatörlüğüne rağmen...
Cuma, Aralık 16, 2016
Eskimeyecek Gündem
Bugün asla eskimeyecek bir gündeme dokunmak istiyorum. Dokunmak istiyorum fakat yaraları kanatmak değil niyetim.
TECAVÜZLER!
Hani şu bir kaç TV programına, ana haberlere ve sosyal medyaya sıkı malzeme olan, ana babaların kanaması dinmeyen, pek çok kadının ömrüne mal olan tecavüzler...
Onlar ölmez, idam gelsin, hadım cezası istiyoruz... Bu ve bunun gibi cümleler sıklıkla telaffuz edildikten ir kaç gün sonra unutulan o benden ve bedeller...
Ha bir de şu "Kuyruk sallamıştır!" kafaları yaşayanlar var. Kendilerine dahi itiraf edemedikleri ya bir gün benim bacımın/kızımın başına gelirse korkularını bastırabilmek adına kurdukları düşüncesizce bir cümle işte. "Benim bacım/kızım edepli, o kuyruk sallamıştır.(!)"
Buraya kadar konu anlaşılsın diye kullandığım ifadeleri bir kenara bırakıyorum. Ve diyorum ki, kelimelerimizin tarif edemeyeceği, olay diye bile adlandıramayacağım can yangınları o havalı cümleleri kurmakla engellenemez.
EĞİTİLİN, EĞİTİN!
Perşembe, Aralık 15, 2016
Ezber Yapma Yöntem ve Teknikleri
Merhabalar!
Bu postta bir zamanlar bana kafayı yedirecek olan bir konudan bahsedeceğim. İlahiyat öğrencisi olarak Kur'an-ı Kerim dersinden Hadis dersine kadar pek çok derste ezber yapmam gerekti ve bu hiç kolay değildi. Uzun araştırmalar yaparak çeşitli yöntemler buldum ve uyguladım.Faydasını da başarılı sonuçlar alarak gördüm. Şimdi bu yöntem ve teknikleri sizlerle paylaşacağım fakat öncesinde en önemli noktayı söylemem lazım sanırım: Bu işin ilk kuralı, İSTEMEK!
Öncelikle genel olarak hayatınıza yaymanız gereken alışkanlıklarla başlayalım.
- Bol bol kitap okuyun!
- Spor yapın!
- Güzel beslenin!(ceviz, siyah üzüm,semiz otu,havuç,haşlanmış patates, yiyin ki ezber yeteneğiniz artsın.)
- Yürüyerek ezber yapın! (Ders çalışıyormuş gibi değil de, rutin birşeyler yapıyormuş gibi. Yürüyerek ezber yapmanın mantığı, beynin bir tarafını yormaktır. O bir taraf yorulacak ki, odak artacak ve başka şeylere dikkatimizin dağılmasını engelleyeceğiz.)
- Yüksek sesle ezber yapın! (Okuma,duyma,görme ve söyleme dörtlüsünün tamamı gerçekleşsin.)
- Uyumadan önce tekrar yapın! (Ve mümkünse beyne yeni yüklemeler yapmadan uyuyun.)
- Ezber yapacağınız metni kendi sesinizle yavaş okuyarak kaydedip uyurken kulaklığınızla dinlemeye devam edin! (Algılarımız uyurken de açıktır. Uyku modunda gelen sesler zihne yerleşir.)
- Ezber esnasında hatırlayamadığınızda çıldırana kadar metne bakmayın!
Evet arkadaşlar, ben bu yöntemlerle okulu bitirebildiğime göre siz neden yapamayasınız? Haydi deneyin!
Çarşamba, Aralık 14, 2016
Dün Batımı
Dün batımı yaşıyorum,günler haddime değil!
Merhabalar!
Bu yazımda sizlere batmayı bırak, doğmayan günlerimin dünlerinden bahsetmek istiyorum. Dünlerimin batıp gittiği pek söylenemez, hala batmakta... Hem de pişmanlığımın en hassas yerine. Hissizlik ve hayalsizlik arasında sıkışıp kaldığım şu günlerimin yeniden aydınlanmasını diliyorum. Fakat bir zamanlar kurduğum hayallerin önüne konulan engeller hem umutlarımı yıkmakta hem de beni iyice tembelleştirmekte...
Salı, Aralık 13, 2016
SİL BAŞTAN!
Bir yerlerden yeniden başlamak gerek, bir şeyleri sineye çekerek, bir şeyleri de ebediyen silerek... Bazı anıları yok etmek gerek mesela... Bazılarını ise sonsuzluk için kaydetmek gerek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)