Tarihçi Ahmed Refik bey, İki Komite, İki Kıta adlı eserinde (İstanbul 1919,s.43-44) şunları yazıyor:
"Erzurumdayım. Türklerin bu tarihi ve fedakar beldesi adeta bir harabe halinde. Sokaklar ve binalar, camiler ve medreseler tamamen harap.Evler insan cesetleriyle dolu, yanmış ve yıkılmış evlerin enkazı, dürtüldüğü zaman, simsiyah kesilmiş, dişleri sırıtmış insan kafalarına, çocuk başlarına, kol ve bacak, gövde ve ayak parçalarına tesadüf olunuyor.
Zavallı Erzurum halkı! Ermeni çetelerinin zulümlerine uğramışlar, çolukları çocukları, çıplak ve perişan aileleriyle evlerinin, sönen ocaklarının enkazı altında morarmış, tefessüh etmiş naaşlar halinde yatıyorlar. Sanki, şehrin üzerinden müthiş ve zalim bir kan ve ateş tufanı geçmiş. yalın ayak çocuklar, ihtiyar ve sakat insanlar, evlat acısıyla belleri bükülmüş bedbaht analar, sahipsiz, kimsesiz, yanmış, yıkılmış ve sönmüş ocaklarının civarında gözlerinde yaşlari titreyerek, ağır ve dermansız adımlarla dolaşıyorlar..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder